Tuncel KURTİZ'in Sözleri
Herkes
öldürür sevdiğini.
Bir şey
olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için, ya da gerçekten de olmaması gerektiği
için olmuyordur.
Tüm
masumiyetiyle hayatımızda yer alan bu çocukların bu denli katledilmesine ve
buna göz yuman duyarsızlara şaşırıyorum!
Seni ölüme
götürse de, Doğrudan asla şaşmayacaksın.
Uykun
gelmiyor diye gözlerini suçlama, Belkide o beklediğin uyku değildir.
Bir avuç
kömür için, bir ömür verenlere. Dualarımız sizinle.
Dön bak
arkana yeğen. Gitmez” dediğin kaç kişi yanında?
Ve son sözü
hep alın yazısı söyler.
Yalnızlığına
iyi bak ve çok iyi sahip çık,kaç kişinin emeği var onda.
Unutma insan
paranın sahtesini yapar,parada insanın.
Artık
kaybedecek hiçbir şeyinin kalmaması, özgürlük olsa gerek.
Sen ağaç
baltaya ne demiş bili rmisin kardeş? Ben senin beni kestiğine değil, sapının
benden olduğuna üzülüyorum!
Acı çekmiş
hiç kimse,artık eskisi gibi değildir.
Hayatın
kuralı bu yeğen. Ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin sonunda.
Ne kadar değişirsen değiş, Nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı.
Elinden bir
şey gelmeyince kabullenmek kolaydır.
Asıl
çaresizlik kendine elimden geleni yaptım mı diye sormaktır.
Bazen
karşımızdakine “kendi adıma çok üzüldüm” diyemediğimiz için,”senin adına çok
sevindim” deriz.
Herkesin bir
geçmişi vardır, bir de geçmemişi.
Silemiyorsan
karalayacaksın.
Sömürü ve
işgal var ise Ya İSTİKLAL ya ÖLÜM diyen de vardır.
Ölüm çekip
gitmek değildir.
Bir ihtimal
daha var o da ölmek mi dersin?
Bu alemde en
mühimi adaletin terazisini doğru tutmaktır.
Gömdüm
hepsini, geliyorum. Bütün ölülerimi gömdüm, geliyorum. İnsan yaşıyorken
özgürdür Yaklaştım iyice, geliyorum. Her insan biraz ölüdür Biz de biraz
ölüyüz. Ölüler ki bir gün gömülür. İçimizdeki ölüler, dışımızdaki ölüler. İnsan
yaşıyorken özgürdür. İnsan yaşıyorken özgürdür.
Kaygılanma
çocuk, herkes ölür! Kimi toprağa, kimi yüreğe gömülür.
Kim kazanmış
ki ben kazanacaktım seni bu şehri.
Ne umutlar
fısıldarsa fısıldasın sana hayat, çeker gider sadık kalmaz sonunda.
Oysa herkes
öldürür sevdiğini. Kulak verin bu dediklerime! Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle, Korkaklar öpücük ile öldürür. Yürekliler kılıç
darbeleriyle, Kimi gençken öldürür sevdiğini, Kimi yaşlı iken. Şehvetli ellerle
boğar kimi, Kimi altından ellerle. Merhametli kişi bıçak kullanır. Çünkü
bıçakla ölen çabuk soğur. Kimi yeterince sevmez, Kimi fazla sever, Kimi satar
kimi de satın alır. Kimi gözyaşı döker öldürürken, Kimi kılı kıpırdamadan.
Çünkü herkes öldürür sevdiğini. Ama herkes öldürdü diye ölmez.
Ne gelecekse
başına. Daha önceden gelmiştir mutlaka. Kaçınılmazı engellemek, Sırf karşı
çıkmak değildir mutlu sona. Kaçınılmazdan kaçmak için, zamanı durdurmak yetmez.
En başa dönmek gerekir. Başa dönmekse kapağı açmak değil doğru sayfayı
çevirmektir.
Bir yankı…
Durmadan yalnızsınız.
Portakalı
soymadan içinin iyi olup olmadığını anlayamazsın.
Bir babanın
çaresizliği, çaresizliklerin en korkuncudur.
Sevmek; son
kertede kaçınılmaz sona karşı çıkmaktır. Ama o sonu bile bile sevmek, gözünü
son kez kapar gibi sevmek: O sevgide hapis kalmaktır.
Bir hata,
gözden kaçan bir söz; her şeyi kaybetmektir.
Sadakat sır
saklamak mıdır? Sessiz kalmak mıdır? Kıyametin kopacağını bile bile.
‘BENT’
isimli oyunun yönetmenliğini üstlenen meltem Cumbul hakkında;”Sen bu işi götürürsün. Çok güzel bir
çalışma olmuş. Bu yolda devam et.”
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder